Ana Sayfa

 

MUNKATI’ 

 

Sözlük bakımından kesmek, kat etmek manasına gelen “kata'a” kök fiilinin infi'al babından ism-i faildir ve kesilmiş, koparılmış, kesik demektir.

 

Hadis terimi olarak umumiyetle ne şekilde olursa olsun, isnadında ittisal bulunmayan hadislere denir. İsnadda ittisalin olmayışı ya ravinin düşmesiyle veya mübhem şekilde ifade edilmesiyle meydana gelir. Ravi düşmesi senedin başında, ortasında veya sonunda bulunsun; sayısı bir veya iki olsun bir ya da peşpeşe olmamak şartıyle birkaç yerinde vuku bulsun farketmez. Bu umumi tarife göre isnadında ravi düşmesi yönünden mürsel de munkatı çeşitleri arasında yer alır.

Bununla birlikte Hadis Usulü alimlerinin çoğunluğuna göre munkatı, daha çok isnadda tabiinden sonra gelen ravisi düşmüş olan hadistir. Nitekim el-Hakimu'n-Nisâbûri munkatı'in mürselden ayrı olduğunu ve ikisinin arasını ayırdedebilen hadiscinin az bulunduğuna işaret ettikten sonra üç şekilde meydana geldiğini söyler. Bunlar sırasıyle isnadda ravinin düşmesi; mübhem bırakılması ve irsal mevkii olan tabiiye varmadan rivayette bulunduğu kişiden işitmeyen bir ravinin rivayetinin olmasıdır. Buna göre denilebilir ki el-Hâkim munkatıyı isnadında şeyhinden tabiiye varmadan gerek ravi düşmesi gerek ibhâm, gerekse rivayette bulunmayan bir ravinin bulunması sonucu meydana gelen hadis olarak görmektedir.

 

İbnu's-Salah da el-Hâkim'in bu tasnifini naklederek misallerini vermiş böylece onun tarifine katılmıştır.

 

Munkatı hadisin en meşhur ve kabul gören tarifi el-Irâki ile İbn Hacer'e aittir. Bu tarife göre munkatı, isnadında sahabiye varmadan bir ravisi düşen hadistir.

 

Bazı âlimlere göre ise munkatı, bir tâbi'ı veya tâbiu't-tâbi'i den kendi sözü veya fiili olmak üzere rivayet olunan haberdir. Fakat bu görüş zayıftır.

 

Meşhur Muhaddis Abdurrezzak’ın şu rivayeti munkatı hadise güzel bir misaldir:

“Sufyân-ı Sevri'den, o Ebu İshak'dan, o Zeyd b. Yusey'den, o da Huzeyfe'den rivayet etmiştir. Huzeyfe demiştir ki Nebi (s.a.s) şöyle buyurdu:

 

“Hilafete Ebû Bekr'i geçirirseniz (iyi olur); Çünkü o kuvvetli ve güvenilir biridir. Hiç bir kınayıcının kınaması onu Allah yolundan alıkoymaz. Ali'yi geçirseniz (de olur); Çünkü o, yol göstericidir, doğru yoldadır. Sizi de sıratı müstakimde (doğru yolda)dir.”

 

Bu hadisin senedi, ilk bakışta muttasıldır, ancak iyice tetkik eden hadis alimleri onun iki yerinde inkıta olduğunu tesbit etmişlerdir. Bunlardan birincisi, Abdurrezzak'ın bu hadisi Sufyânu'(s-Sevri)den değil, en-Nu’mân b. Ebi Şeybe'den işitmesiyle oluşmuştur. İkincisi ise Sufyân’ın Ebu İshâk'tan değil, Şureyk'ten rivayetiyledir. Bu duruma göre en-Nu’mân b. Ebi Şeybe ile Şureyk isnaddan düşmüştür. Dolayısiyle hadis munkatıdır. Şu hadis de isnadında ravi ismi mübhem bırakılan munkatıya misaldir:

 

“Ebu Âlâ b. Abdillah b. eş-Şihhir'den rivayet edilmiştir. O iki kişiden (onlar) Şeddâd b. Evs'den rivayet etmişlerdir. Şeddâd demiştir ki: Nebi birimize namazında (dua ederken) şöyle demesini öğretti. “Yâ Rabbi! Senden işler (im) de sebat (etmeme yardımcı olmanı) diliyorum.” Görüldüğü gibi bu hadisin senedinde “an raculeyni” diye isimleri açıklanmayıp mübhem bırakılan iki kişiden bahsedilmiştir. Bu ibham ınkita hükmündedir. Dolayısiyle hadis munkatıdır.

 

Munkatı hadisler Said b. Mansur'un Sûneninde; Abdullah b. Ebi'd-Dunyâ'nın kitaplarında bol miktarda mevcuttur, Hükmüne gelince isnadında ittisal olmayışı yüzünden zayıftır. Kaldı ki isnadından düşen veya mübhem bırakılan ravi yüzünden meydana gelen inkıta ne şekilde meydana gelirse gelsin, munkatı hadis zayıf grubuna dahildir.

 

Ayrıca Bakınız:

 

Muallak

Mudal

Mürsel